Be HUMAN!

by Hilal BAYAR

Sonunda beklenen kar yağdı, herkesin keyfi yerinde.

Bende herkes gibi mutluydum, çıktım fotoğraflar çektim, eğlendim karın tadını çıkardım. Ve paylaştığım eğlenceli kar fotoğraflarıyla günü sonlandırdıktan sonra evime gittim. Biraz kitap okuyup, gündemle ilgili rutin olaylara göz gezdirdikten sonra odama geçtim. Temiz hava girsin diye camı açtığımda havanın ne kadar keskin ve soğuk olduğunu fark ettim. Vicdanen gerçek anlamda bir rahatsızlık duydum. Hava soğuktu, ellerim camın altındaki peteğin üstündeydi, sıcacıktı evim, camı kapattığım an soğuğu geride bırakıp sıcağın bana verdiği huzura kaldığım yerden devam edebilecektim.  O an hissettiğim duyguyu tarif etmem zor…

Aklıma, geçenlerde yoksulluğun en derin yüzü olan çocuklarla ilgili yaptığım kompozisyon çalışmalarını görüp çok etkilendiğini söyleyen bir arkadaşım geldi.

Bilgisayarı açtım, sosyal medya hesabımda ülkemize göç etmek zorunda kalan ve kendi ülkesinde yoksulluğu en ağır şartlarda yaşayan vatandaşlarımızın acısına biraz olsun duyarlılık göstermek adına çekmiş olduğum geçen yıla ait “İstanbul’un Arka Yüzü” temalı fotoğraflarıma baktım!

Biz karın yağmasını eğlenelim diye kendimize fırsat bilirken o insanların çaresizlik içinde terkedilmiş evlerde, camlarında sadece naylonların perde olduğu yaşam yerlerini hatırladım…  Sadece göç edenlerin değil kendi vatandaşlarımızın da çaresizliğiydi bu.

Göç edenler ve çocuklar…

Islak ve yalın ayaklı çocuklar…

Memleketimin çocukları…

O çocuklar bu dramı daha iyi anlamamız için birer aynaydılar…

Peki kadrajımda kalan ve arkamda bıraktığım o insanlar şimdi ne yapıyorlardı, hangi şartlarda yaşıyorlardı?

Düşündüm…

Cevap yoktu!

Ben geçen yıl onların acısına sadece bir saatliğine ortak olmuştum ve onlar geride kalmışlardı, hepsi bu!

Aynı akşam izlediğim haber kanalı hatırladım. Çok fazla popüler olan bir TV kanalında haber spikerinin bir önceki haberi sunduktan sonra haberde geçen şahsa yanlış suçlama yapıldığı için “keşke insanları yargılamadan önce dinlesek, anlasak” yorumu vardı hemen sonraki haberde ise Suriyeli vatandaşların dilenmekte olduğu haberine “maalesef her yerdeler “ yorumu ne kadar da çelişiyordu kendi insanlığıyla!

Madem insanları anlamak gerekiyorsa neden biraz olsun sevecen olamıyoruz, neden hayata karşı bu kadar tahammülsüzüz? Neden o çocukları, insanları sadece kendi menfaatlerimiz ve çıkarlarımız uğruna düşüncesizce harcamak yerine onlara biraz olsun sevgi göstermiyoruz?

Bir insanı, insanlığı sevmek bu kadar mı zor?

Hele ki ülkelerinden göç eden o insanlar varlıklı aileler, imkanı olan aileler. Ya gelemeyenler, ya ölen suçsuz günahsız bir sürü masum insan!

HER YERDELER!!!

Evet her yerdeler; çünkü çaresizler. Hiçbir insan istemez ki vatanından kaçıp bilmediği bir hayata merhaba demeyi!

Hiç onların yerine koydunuz mu kendinizi?

Ya aynı durumda biz olsaydık ve bizi ülkesine kabul etmeyen bir ülkenin kuklası olsaydık?

Kendi adıma rahatsız oldum…

İnanıyorum ki etrafımda duyarlı arkadaşlarım vardır! Lütfen bu soğuk kış günlerinde evsizlere bir yardım eli de sizden olsun…

1920605_10152259206271252_189530502_n

SEVGİLER

Hilal BAYAR

You may also like

Leave a Comment