Bir sosyal medya seminerinde insanların yaşadıkları olaylar karşısında, o sürecin ilk 8 saatinde acıya maruz kaldıklarını sonraki zaman diliminde ise acıyı kendi içlerinde yaşamak istedikleri için biriktirdiklerini ve bunun tamamen uydurmadan ibaret olduğunu duymuştum. Bu sadece acıyı öne sermekten başka bir şey değildi…
Ve ben buna kesinlikle katılıyorum…
İnsanlar acıyı; hayatın kendilerine sundukları alternatifler doğrultusunda belirlerler.
Akıl bunu isterse öğütür, isterse de acıya devam eder bu kadar basit.
İnsanlar böyledir işte; ayrılığın son aşaması olan “Kabullenme” evresine asla giremeyeceklerini düşünseler de, şartlar ve zaman bu süreci bir nakış gibi içimize işliyor. Hayat her şekilde devam ediyor ve yaşam yeni alternatiflerini sunarak önümüze sere serpe geliyor. Partnerin unutulmazlıklarıyla ne kadar gidip gelinirse gelinsin, sonunda bu aşamalar biter ve kabullenme sürecine geçilen zaman gelir.
Bu süreçte; ortak çevre, ortam veya öfkelenmeye sebep olacak detaylar göze batmamaya başlar. İlk zamanlar asla ulaşılamayacağı düşünülen süreci ve yaşanılan şeyleri değiştirme çabası gibi durumlara girmek gereksiz, suçlamalar saçma, sosyal medya hesaplarını kurcalama nöbetleri boş ve mantıksız gelmeye başlamıştır; hatta öyle ki artık o kişi bile önemsizdir, yas sürecinin zorunlu adımları pıtır pıtır uzaklaşır ve kabullenme sürecine girilir! Ara ara yaşanan patlamalar olsa da artık o özel kişiliğin bir anlamı yoktur…
Kişi yaşanan olumsuzlukların kendisine kattıklarını anlamaya başlamış, farklı fikirler edinilmiş, yeni tecrübeler kazanılmış, daha düzeyli olgunluklara erişilmiştir..
Zaten hayal kırıklığı duygusu kabullenilip, bununla başa çıkmak için beyin kendini şartlandırmaktan vazgeçmişse yolun büyük bir bölümü aşılmış demektir. İlişkiyi anıya dönüştürebilmek, yaşanılan komikliklerle hayatı tatlandırmak bütün yıpranma ve kırgınlıklara daha eğlenceli bir tat katmaya başlar.
O zaman hayatı tatlandıralım…
Marilyn Monroe’nun dediği gibi…
“Unutmayın ki huzurlu bir insan, karakterli bir ilişkinin en soylu eseridir…”
Sevgiler
Hilal BAYAR