“Aslında olaya o kadar da acınaklı yaklaşmamak gerekiyor! Carl’ın dediği gibi “Bence bir başlangıç yok, son da.” Biraz geç olmakla birlikte bende bunun farkındayım artık. Carl-Johan Vallgren Denizadamı’nda, ayrıksı roman kahramanlarıyla dışlananların sesini, acısını, öfkesini deli gibi yansıtan bir kitap.
Bugün daha çok kitaplar üzerinden gitmek istiyorum. Öylesi daha çok hoşuma gidiyor, çünkü kitaplar cebimizdeki küçük küçük mutluluklarımızdır ve ben onlardan örnekler vererek yazılar yazmayı seviyorum.
Kendini durmadan aynı yerde tekrarlayan bir öykü neye yarar?”
Kimi insanların öyküleri vardır bir yerlere çıkan, benimkiler çıkmadı çünkü çıkarmamak için direttim. Belki de hayatın akışını rahat bıraktığım ve yaşadığım içindir bilemem… Ne derler benim gibilere gamsız mı tamda onlardanım işte. Ama bazen hayat öyle yerden yakalıyor ki seni umursamazlık hak getire 🙂
Önce kendi etrafımda daireler çiziyor, bazen bunu bile yapmıyor, sadece yürüyor, geziyor, üşüyor, durduğum yerde duruyor ve her şeyi yapmaktan üşeniyorum! Ne kadar da üşengeç biri olmuşum diye düşünmeye başlıyorum…
Son dönemlerde üşengeçliğim tutmuştu işte 🙂 Dedim ya hayat bazen çok farklı yerden yakalıyor seni! Neyse ki çabuk geçti, yani en azından geçiyor, geçmeye başlıyor…
Ahh şu devrik cümleler ne kadar da seviyorum sizi 🙂
“Eğer bir başlangıç varsa, bir son da vardır” düşünsenize bundan yüz yıllar öncesini ve ya bundan yüzyıllar sonrasını.
Sürekli bir döngü. Kimler değişmedi ki, ne hayatlar, ne yaşanmışlıklar neler neler…
Amerika’da ilk defa bir yıl içerisinde 5,7milyonsatan Dr. Richard Carlson’un “Huzurlu olmak istiyorsanız
UFAK ŞEYLERİ DERT ETMEYİN
Hepsi de ufak şeylerdir.” kitabından bahsetmek istiyorum sizlere biraz.
Ne kadar kitap kurdusunuz ve ya kitap okumaya merakınız var mı? bilmiyorum, ama kitap okumayı sevmiyorsanız bile eminim ki başlığı cazip gelecektir.
Okumanızı da öyle şiddetle tavsiye falan etmiyorum, ama kendisini güçsüz ve huzursuz hissedenlere iyi geleceğini biliyorum.
“Kafamızın salim olması büyük ölçüde, içinde bulunduğumuz anı ne kadar yaşayabildiğimize bağlıdır. Bir gün ve ya bir yıl önce neler olduğu, ya da ertesi gün neler olabileceğinin önemi yoktur. Sizin var olduğunuz yer içinde bulunduğunuz andır. Bu her zaman böyledir. Ne var ki çoğumuz birçok şeyi aynı anda dert etme sanatında ustalaşmışızdır.
Kendinize şu soruyu sorun; “Bir yıl sonra bunun bir önemi olacak mı?”
ve daha bunun gibi bir çok söz dizesi… Nasıl? Bence fena bir giriş olmadı 🙂
Aslında şöyle bi düşününce en mutlu olanımız bile kendisini somurtmaya şartlandırmışken, tahammülsüzlük ve ciddiyet herkese daha cazip gelirken (Sanki tahammülsüz ve huzursuz olmak büyük bir erdemlikmiş gibi! ) mutsuz olan insanların kendilerini bunalım nöbetlerinin içinde debelenip her şeyden soyut yaşamaları belki de üstünde düşünülmesi gereken büyük bir sosyal sorun değil mi?
Yani düşününce en pozitif ve hayat dolu insanlar bile ciddi olma, kendi çocuğunu bile sevgiden mahrum bırakma, hayatındaki insanın sadece olumsuz yönlerini görme, mutlu olmak yerine insanların küçücük hatalarını dünyanın derdi gibi tüketmek derdinde iken hayatta mutluluk nasıl yakalanır ki? Acı çeken insanların huzuru yakalayamaması toplumsal ve büyük bir kaos aslında!
Neyse…
Polyannacılık falan oynamıyorum, öyle şekerli cümleler falan kurmaya zaten niyetim yok hem uğraşamam zaten üşeniyorum 🙂
Kolombiya’lı yazar Gabriel Garcia Marquez’ın hayata dair bir sözü vardır “Bir sona geldiğin için ağlama, onu yaşadığın için gülümse.”
Hemen arkasından aklıma küçük bir çocuk ve üç kelime geldi, “Gülmek en güzel eylemdir!”
Gülün ya sadece mutlu olmaya çalışın, düşünün bir kere olumsuzluklar hayatımıza ne kadar şey katıyor ki? “Bugünün tekrarı var mı?” Şimdi arkasından koştuğunuz şeylerin ve üzüntülerin gereksizliğini fark etmeniz için illa zaman mı geçmesi gerekli? Sonrasında dalga geçtiğiniz kendinizi neden olayların başında mutlu etmiyor, önemsemeden es geçmeyi denemiyorsunuz?
Hadi kalk!
Hayatın tasasından başını kaldır ve çevrene zarar veren alışkanlıklarından kurtulmak için bir çıkış yolu bul. Sevdiklerini ara ve dostlarınla zaman geçir, güzel insanlar biriktir kalbinde… Unutma ki bütün başlangıçlar kendi gerçekliklerinin öte tarafındaki sondur, tüm sonlarda; yeni başlangıçlar, aşklar, tebessüm, enerji, huzur, aile, dostluk ve yaşamın doğuşudur, başlangıçtır.