Mesela ;)

by Hilal BAYAR
beauty-crazy-creativ-fashion-Favim.com-914465
 
Bence bazen değil de her zaman kendin olmakta yarar var!
Dünya’ya sadece kendi pencerenden bakmalısın mesela, özgün olduğun için dışlanmadığın kabul gördüğün insanlar olmalı hayatında!
Toplumsal olarak kesin kabul görmüş değerlere karşı çıkmalı elinin tersiyle yıkmalısın bütün o garip tabuları mesela!
Farklı olduğun için, insan gibi insan olduğun için alkışlanmalısın mesela!
Deli olduğun için sevilmelisin, kendini asla ait hissetmediğin ama sırf kabul görmek adına girdiğin o saçma kalıptan çıkmalısın meselaaaaa!
“Evet evet bende öyle düşünüyordum, aynı fikirdeyim yeaaah!”  Yok efendim hiç de aynı fikirde değilsin, hiç de öyle de düşünmüyorsun…
Nedir bu kabul görme çabası?
Bunlardan vazgeçmelisin mesela!
Etrafında benim gibi sana hayat dersi verenleri çok ta şey etmemelisin, gülüp geçmelisin mesela!
Gerekiyorsa sivri ol, olmayan şeyleri oldurmaya çalışma,  farklı olmadığın zamanlarda başka bir sen olma…
Eğer herkes içinden geçen gerçek düşünceleri paylaşıyor olsaydı emin ol sen kendini bu kadar aykırı  hissetmezdin. 
 
Düşünsene! Kim içinde bulunduğu kalıbın insanı ki…
Bende harika bir insan değilim mesela!
En büyük kusurum çok konuşmak ama olsun kendimi kusurlarımla seviyorum;
Çok çok konuşurum bi kere,  haftalık konuşmamdan 2000 sayfalık kitap rahat çıkar, yazmayı zaten çok seviyorum. Birine mesaj yazdığım zaman karşı taraf için işkenceden farksızdır söylediklerimi dinlemek, okumak…
Bır bır bır bır bırrrrr…
Renkli çorabım, pembe battaniyem, kitaplarım, çantamda mutlaka bulunan sakızlarım, bir konu hakkında gerekli gereksiz yorumlarım, kızmalarım, istikrarsızlığım, her şeyden hemen sıkılmalarım, iş konusunda kendimi harika mükemmel görmelerim, biten bir şeyi sonuna kadar tüketmelerim, belki de birçok şeyi elime yüzüme gözüme bulaştırmalarım, ağzım kulaklarımda gülüşüm, toplumda dışlanan bütün insanları bağrıma basmalarım, kardeşlerime sataşmalarım, nezaketim,kızgınlıklarım, kırgınlıklarım, iyi niyetim, merhametim ve aynı tezatlıktaki asabiyetim her şeyi ama her şeyimle kendimi seviyorum.
 
Kusurlarımı Başkalarıyla Paylaşmayacak Kadar Çok Seviyorum…
 
Sabahları işe giderken o müziğin sesini sonuna kadar açarak dinlemelerimi, bazen insanları rahatsız etmelerimi, başkası yapsa ciyak ciyak bağırmalarımı, herkesin ne dinlediğimi bilmesini, Çaykovski’den İbrahim Tatlıses’e bangır bangır geçişlerimi….
 
Aklımdan geçenleri düşüncelerimi hiç çekinmeden söylemelerimi, bazen kırdığım kalpleri, sonra onları tamir etmeyi, beni üzenlere kin tutamayışımı, bazen nefretlerimi, bir hayat kadınının toplumdaki birçok kadından daha ahlaklı olduğunu, ya da bir eşcinselle oturup çay içmeyi…
 
İçimdeki büyümeyen o deli kızı seviyorum.
Toplum olarak susmayı, herkes gibi davranmayı bilmek gerekiyormuş blah blah blah…
 
Hayır efendim susmak diye bir şey yok,  içinden gelen şeyler varsa söylemelisin, niye içinde kalsın ki…
 
Kendin olmaktan korkma!
 
Kendini göstermekten de korkma!  sen,  sen olduğun değerlerle güzelsin 😉
 
İnsanlığın, toplumun, paranın ve hayatın gerekli gördüğü, aslında gereksiz olan yani en azından fazlası gereksiz olan bütün tüketimleri elinin tersiyle itebilirsin mesela.
Empati kurmayı deneyip kabuklarını kırabilirsin veya yolda hiç tanımadığın bir insanın gülüşü merak konun olabilir!
 
Geleceğini sürekli kontrol altında alıp, her şeyi kendi isteğine göre şekillendirmek yerine, hayatın sana sunacaklarıyla ( insanların değil) hayatın sunacaklarıyla birlikte sonsuz bir güvene kendini bırakmayı deneyebilirsin mesela!
Pişmanlıklarını, hatalarını sevmelisin, ben yanlışlarımla varım diyebilmelisin, kırdığın kalplerden özür de dileyebilirsin…
 
Toplumsal normlardan kurtulup aşağıdan bakan, sorgulayan olmayı denedin mi mesela?
 
Ait olmadığın dünyanın sadece senin etrafında döndüğünün kaç defa farkına varabildin?
 
Sırf bu durum yüzünden kaç defa kendine ve hayata yabancı kaldın?
 
Bazen çok fazla konuşup içinde birikenleri önüne döktüğün de o dökülenlere ne kadar yabancı olduğunu fark ettiğinde şaşkınlığın kendine gelmeye yetti mi?
 
Sahi bunları söyleyebilecek ve yapabilecek kadar güçlü müsünüz?
 
Sevgiler
Hilal BAYAR 
 
 
 

You may also like

Leave a Comment